MİDE FITIĞI VE REFLÜ HASTALIĞI NEDİR?
Reflü; Mide içeriğinin yemek borusuna, ağız boşluğuna, zaman zaman akciğerlere doğru kaçması sonucu , buralarda oluşturduğu hasara bağlı olarak şikayet oluşturan ve %20-25 gibi oldukça yüksek oranlarda görülen bir hastalıktır.
REFLÜ NEDEN OLUŞUR?
Hastalığın sebepleri arasında beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıklarının yanısıra, yemek borusu ile mide arasındaki kapakçığın (Hiatal halka) gevşekliği yada fıtıklaşması yer alır. Reflü hastalığında sebep mide asidi değil, fonksiyonunu kaybetmiş kapakçık (AÖS)'dir. Bu fıtıklaşma bazen o kadar büyük olur ki, yukarı doğru midenin bir kısmı da kaymaya başlar (Sliding herni) ve kalbi sıkıştırır.
Bu hastalar daha ağır hastalardır ve daha çok göğüs sıkışma, çarpıntı, terleme şikayetleri nedeniyle kardiyolojiye başvururlar. Orada yapılan tetkiklerin hepsi normal çıkar sonra hasta bize yönlendirilir. Bu hastalar ihmal edilmemeli ve bir an önce ameliyat edilmelidir. Aksi halde yukarıya doğru kaçan organ sayısı artar, mide ve bağırsaklar sıkışarak gangrenleşebilir.
Bu tablo acil ameliyat gerektirir ve ölümcül olabilir. Acil ameliyatların ise kapalı teknikle gerçekleşme şansı oldukça düşüktür. Kapalı teknik yerine açık yöntemle ameliyat edilmesi ise birden fazla komplikasyonu beraberinde getirebilir. (Daha fazla ağrı, yarayeri enfeksiyonları, kanama, ameliyat yerinin fıtıklaşması, ömür boyu taşınacak kalıcı ve kötü bir iz)
Kapakçığı düzeltici radikal tedaviler yerine hastaları yıllarca sürecek ve hiçbir zaman düzeltmeyecek ilaçlara mahkum etmek, hem bu ciddi risklere davetiye çıkarmak, hem de bataklığı kurutmak yerine sineklerle uğraşmaktır.
REFLÜ TANISI NASIL KONUR?
Reflü hastalığının tanısı sedasyon eşliğinde uyutularak yapılan Endoskopi ile konur.
REFLÜ HASTALIĞI NE GİBİ ŞİKAYETLER YAPAR?
Ağıza acı su gelmesi,
Ekşime yanma,
Kötü ağız kokusu,
Diş çürüğü,
Tekrarlayan boğaz ağrısı ve farenjitler,
Geçmeyen başağrısı,
Gıcık tarzında öksürükler, Göğüs ağrısı ve
Çarpıntı gibi atipik şikayetlerin yanısıra hayati önem arzeden ve kanser öncüsü lezyon olarak tarif ettiğimiz "Barret özofagus"'a da sebebiyet verebilir. Tedavi edilmeyen hastalarda bu lezyon yemek borusu kanserine ciddi bir davetiye'dir.
ÇARPINTINIZIN, SES KISIKLIĞINIZIN, ÖKSÜRÜKLERİNİZİN VE BAŞ AĞRINIZIN SEBEBİ REFLÜ OLMASIN?
Kronikleşen ve geçmeyen bu şikayetler nedeniyle hastalar yıllarca kalp doktorlarına, kulak burun boğaz doktorlarına,Göğüs hastalıkları uzmanına, psikologlara ve diş hekimlerine başvururlar. Çoğu hastanın tüm tetkikleri normal çıkar. Ya psikolojik deyip gönderilir yada malesef yanlış teşhislerle yıllarca ilaç suistimaline uğrarlar. Çarpıntı şikayetleri nedeniyle panik atak teşhisi alarak yıllarca antidepresan kullanan nice reflü hastalarım olmuştur. Hasbelkader bize başvurduklarında yaptığımız tetkikler sonucu mide fıtığı ve reflü saptayıp ameliyat ettikten sonra panik atakların hiç kalmadığı, kullanılan tüm ilaçların bırakıldığı hastalar. Oysa biz biliyoruz ki ruhsal hastalıklar ameliyatla düzelmez. Bizim neşterimiz hastanın ruhuna değil bedenine dokunuşlar yapar. Temel sorun reflüye bağlı çarpıntıların yanlışlıkla panik atak olarak değerlendirilmesi. O nedenle reflü hastaları bu suistimallere dur demeli ve iyi düşünüp doğru karar vermelidir.
REFLÜ'NÜN TEDAVİSİ:
Reflü hastalığının tedavisi hastanın mevcut şikayetlerinin şiddeti ve endoskopide görülen hasarın şiddetine göre değişkenlik arzeder. Ancak tüm hastalara beslenme ve yaşam alışkanlıklarının değiştirilmesi, kilo almaması ve gece "Reflü Yastığı" kullanması rutin olarak önerilir.
REFLÜ HASTALIĞININ ENDOSKOPİK TEDAVİSİ: Reflü şikayetleri müzmin hale gelmiş, diyet-yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisi ile düzelmeyen, endoskopide hafif derecede hasar ve mide ile yemek borusu arasındaki halkada gevşeklik saptanmış olan hasta gurubuna uygulanabilen yöntemlerdir. Halka yapıda geniş bir defekt (Fıtık) olan hastalarda etkisi yok denecek kadar az olan yöntemlerdir.
1. STRETTA (Balonlu reflü tedavisi): Bu yöntem endoskopik yolla kısa süreli bir sedasyon (uyutulma) sağlanarak tamamen ağrısız olarak gerçekleştirilmektedir. İşlem sırasında üzerinde iğne kateterler bulunan tek kullanımlık özel fleksıbl stretta kateteri ve bir kontrol modülü kullanılır. Özel olarak üretilmiş bu basket kateter yutturularak yemek borusu ile mide arasındaki gevşek olan bileşkeye (AÖS) indirilir. Üzerindeki balon şişirilerek balonun çevresine yerleştirilmiş olan iğne elktrotların dokuya batması sağlanır. Dışarıda bulunan kontrol ünitesiyle Radyofrekans enerjisi dozu ayarlanarak ilgili kas tabakasında termal etki oluşturularak gevşek sfinkter yapısının bariyer fonksiyonu düzeltilmeye çalışılır. Bu işlem hafif derecedeki reflü hastalarında etkili olup, orta yada ağır derecedeki reflü hastalarında, mide fıtığının eşlik ettiği hastalarda ve gebelerde uygulanmamalıdır. İleri derecedeki reflü hastalarında yüksek dozda yada tekraren bu işlemin uygulanması kapakçık bölgesinde bulunan ağrı sinirlerin yanarak ölmesine (Nörolizis), dolayısıyla işlemden sonra reflü olmasına hatta daha kötüye gidiş olmasına rağmen hastanın bunu hissetmemesine, dramatik sonuçlara ve yalancı iyileşmeye sebep olabilmektedir. Bu nedenle rutin uygulamalarda Stretta yöntemi çok önerilmemektedir.
2. MUSE: (Endoskopik zımbalama):
Bu yöntem son birkaç yılda oldukça popülarize edilen ve malesef sadece hafif reflü vakalarında kullanılabilen bir yöntem olmakla birlikte, tek kullanımlık oldukça pahalı bir endoskop gerektirmesi, bu cihazın SKG kapsamında olmayışı ve uygulama sırasında görülebilen ölümcül bazı komplikasyonlar nedeniyle rutine girmeden neredeyse terkedilmiştir.
REFLÜ HASTALIĞI'NIN CERRAHİ TEDAVİSİ: Reflü şikayetleri kronikleşmiş, yaşam kalitesi bozulmuş, İlaç tedavisine rağmen şikayetleri geçmemiş olan yada ilaç kullanmak istemeyen, Orta ve ağır derecedeki (Barret özofagus gelişmiş) reflü hastalarında en etkili yöntem kaçınılmaz bir şekilde cerrahidir. Bu yöntem %98 başarı oranı ile Laporoskopik (Kapalı) yöntemle gerçekleştirilen ve bilimsel olarak ta yarım asırdan fazla süredir etkinliğini ispat etmiş olan Antireflü ameliyatı (Laporoskopik Nissen Fundoplikasyon)'dır.